Translate

Değersizlik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Değersizlik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23 Kasım 2017

Boyun Eğicilik

Hayatı Yeniden Keşfedin


Cartlon 30 yaşında, başkalarının ihtiyaçlarını kendisininkinin üstünde tutuyor.

Bizi Cartlon hakkında ilk etkileyen şey, onun çok endişeli görünmesi ve insanları memnun etme arzusuydu. Her söylediğimizi kabul etmeye eğimliydi. Çoğu danışanlar ilk seansın bir kısmını terapistten ne isteyeceklerine karar vermekle geçiriyorlardı.  Fakat Carlton öyle değildi. O daha çok bizim onun hakkında ne düşündüğümüzle ve ne isteyeceğimizle ilgileniyordu. Karısı Erica çok talepkardı. Karısını mutlu etmeye çalışsa da bu konuda nadiren başarılı oluyordu.

Mary Elen: Baskın kocasından ötürü kendini evliliği içerisinde sıkışmış hissediyor. Yüzeysel bir neşe arkasında gizlenmiş sakin görünme gayretindeydi. Çok savunmacıydı ve bizim de ona hükmetmeye çalışacağımızı düşünüyordu.

TERAPİST: Evliliğinde oldukça mutsuz görünüyorsun.

Mary Ellen: Bana bitirmem gerektiğini mi söylüyorsunuz?

Bu ilişkinin korkunç tarafı ise babasıyla geçmişte kurduğu ilişkisini aynalaması ve yansıtmasıydı.
BOYUN EĞİCİLİK DENEYİMİ

Büyük çoğunlukla dünyayı kontrol üzerinden yaşıyorsunuz. Hayatınızdaki diğer insanlar her zaman size kontrolcü geliyor ve kontrol ediliyormuş hissine kapılıyorsunuz. Her zaman diğer insanların istekleri onunkinden önce geliyor.

TERAPİST: Hep başkalarının bahşettiklerini alıyormuşsunuz gibi bir algıya kapılmışsınız ve isteklerinizin peşinden gitmiyorsunuz.

Kendi hayatınızdaki olayları şekillendiremediğinizi hissediyorsunuz ve bu olaylar karşısında kendinizi sıkışmış, kader tarafından bir kenara atılmış algılıyorsunuz. Hayatınızın aktörü olmak yerine izleyicisi durumunda kalmışsınız ve kendi hayatınızla ilgili sorunları çözmeye yetkin olmadığınızı düşünüyorsunuz. Bir anda mucize olacak ve her şey düzelecek diye bekliyorsunuz.

Uzlaşmacı ve insanları memnun etmeye istekli bir tutum içindesinizÇatışmalı durumları önlemeye meyillisiniz ve doğal olarak da insanlarla iyi anlaşıyorsunuz. Kendinizi de uyumlu hale getirmek için çaba sarf ediyorsunuz. Hatta bu kadar esnek olup her tarz insana ayak uydurabilmeyi vasıflarınızdan biri olarak değerlendirebilirsiniz.  İnsanlar sizden uygun olmayan bir şeyler yapmanızı beklediğinizde bile onlara “evet” diyorsunuz. Bu durum ne kadar rahatsızlık verici olsa da size karşı davranışlarının değiştirmelerini istemek çok zor geliyor.

Zayıf noktalarınızdan biri, isteklerinizi genelde göz ardı etmeniz. Genellikle de kendi ihtiyaçlarınız konusunda onları savunmayan, iddiasız ve sessiz bir tutum içindesiniz. 

Boyun eğicilik kendinize olan güveninizi azaltmaktadır. İnsanlarla olan ilişkilerinizde kendinizi yetkin hissetmiyorsunuz. Sizin dışınızda herkesin hakkı var, ama siz hiçbir hakka sahip hissetmiyorsunuz. Genelde böyle bir argümanı, boyun eğicilik şeması olan danışanlardan duyuyoruz, çünkü isteklerini önemsiz görüp onlar üzerine tartışmıyorlar. Fakat sonunda, bütün önemsiz görülen istekler bir araya getirildiğinde ihtiyaçlarının çok azının karşılandığı bir hayat geliyor karşılarına.

Carlton ile boyun eğicilik konusunun üstünde ilk durduğumuzda o boyun eğen biri olmadığını, sadece geçimli biri olduğunu savundu. Geçimli insanlar bazı konularda çok güçlü duygulara sahiptirler ve ne hissettiklerini açıkça beyan ederler. Bazı istisnai durumlarda, duygularını belirtmezler ama büyük çoğunlukla kendilerini iyi ifade ederler. Bazı konularda da haklarını savunurlar. Boyun eğicilikte ise o kadar güçlü duygular yoktur. Konu küçük ya da büyük olsun ya da çıkarı ne olursa olsun Boyun Eğicilikte güçlü bir benlik algısı yokturAyrıca ifade edilmemiş öfke durumu, kişinin geçimli olmasından daha çok boyun eğicilik şeması olduğuna işarettir.

Kim olduğunuza dair güçlü bir benlik algısından yoksun olduğunuz için de kendi Boyun Eğiciliğiniz içinde kendinizi kaybetme riski olabilir. Öyle ki, iç içe geçtiğiniz diğer kişilerin ihtiyaçlarını karşılamaya çalışırken, sizin kim olduğunuz ve onların kim olduğu arasındaki sınır bulanıklaşabilir.

Boyun eğicilik şeması olan danışanlar bunu kendilerini suçlu hissetmemek ve diğerlerinin acısını rahatlatmak için yapıyorlar. İkinci nedeni ise başkaları tarafından terk edilmeme, misilleme görmeme ve reddedilmeme çabası.

BOYUN EĞİCİLİĞİN 2 TÜRÜ

  •     Kendini feda eden (suçluluk duyanlar)
  •     Teslimiyetçi (korku duyanlar)

Carlton, suçluluk duymamak ve onay kazanmak için boyun eğicilik şemasına sahiptir. Herkesin onu sevmesini arzu etmektedirOnay kazanmak onun birincil amacıdır. Buna ek olarak da Cartlon, başka insanların acısını derinden hissetmektedir. Başka birinin acı hissettiğini anladığında onunla ilgilenmeye başlar. Diğer insanların ihtiyaçlarını karşılamaya çalışır. Ne zaman başaramadığına inansa suçluluk duygusuna kapılmaktadır. Suçluluk duygusunu rahatsız bir şekilde yaşamaktadır ve kendini feda etme şeması bu suçluluk duygusundan uzak durmasına yardım etmektedir.

Diğer taraftan Marry Ellen ise korku nedenli boyun eğicilik şemasına sahiptir. Cezalandırılmaktan korktuğu için teslim olmaktadır. Bu korku aynı zamanda gerçekçidir, çünkü eşi Dennis acımasız ve baskın bir kişidir.

KENDİNİ FEDA ETMEK

Kendinizi feda etmek aşırılaşmış bir erdem olarak karşınıza çıkar. Başkalarının huzurunu ve refahını sağlamak takdire değer özelliklere sahiptir.
Empatik bir kişisiniz. Büyük olasılıkla bu içten gelen mizaç özelliğinizden kaynaklanmaktadır. Başkalarının acılarını hissediyorsunuz ve bunları dindirmek istiyorsunuz. Her şeyi düzeltmeye çalışıyorsunuz. Kendini feda edenlerde de, diğer boyun eğicilik şemasına sahip olanlara göre daha az olsa da öfke vardır. Farkında olmadan öfke duyuyorsunuz.

Bu şema, suçluluk duygusundan kurtulmak için daha da güçleniyor. Ne zaman kendinize öncelik verseniz suçluluk duyuyorsunuz. Kendinizi ifade etmek istediğinizde bu suçluluk duygusu aynı şekilde ortaya çıkıyor. Ne zaman bir acıyı dindirmede başarısız olsanız, suçluluk hissediyorsunuz. Suçluluk, boyun eğicilik şemanızı tetikliyor.
TESLİMİYETÇİLİK

Çocukken boyun eğicilik şemasına aileniz tarafından cezadan ve terk edilmeden uzaklaşmak için yakalanmışsınızdır.

Bu boyun eğicilik sürecinde zorlama da vardır. Öfkenizi tanımasanız bile çoğu zaman sinirli olabilirsiniz.

Siz çocukken boyun eğiciliğiniz istem dışıydı. Sizi boyun eğdiren insanlarla ilişkinizde siz bağımlı ve çaresizdiniz. Hiçbir çocuk, terk edilme ve cezalandırılma tehdidi altında duramaz. Boyun eğiciliğiniz buradan kazanılmıştır. Fakat yetişkinlikle çaresiz ve bağımlı değilsinizdir ve artık seçme şansınız vardır. Değişmeye başlamadan önce bunu fark etmeniz gereklidir.

ÖFKENİN ROLÜ

Kendi ihtiyaçlarınızı başkalarınınkiler nedeni ile ertelediğinizde bir süre sonra öfke oluşur. Kendi ihtiyaçlarınız karşılanmadığında öfke kaçınılmazdır.

Öfkenizi başkasına ifade etmenizin yanlış ve tehlikeli olduğuna inanıyorsunuz. Bu yüzden de duygularınızı bastırıp reddediyorsunuz.

Bunu duyduğunuza şaşıracaksınız: öfke duygusu sağlıklı ilişkilerin önemli bir parçasıdır. Bir şeylerin yanlış gittiğine ve diğer kişinin adil olmayan bir şey yaptığına işaret de olabilir. Öfke kendimizi savunmamıza ve durumu düzeltmeye teşvik eder. Öfke bu etkiyi yarattığında yardımcı ve uyumlu olur. Bununla beraber siz öfkenizi ve savunma refleksinizi bastırmaya çalıştıkça, vücudunuzun doğal işaretlerini görmezden gelir ve durumu düzeltmede başarısız olursunuz.

Bazen başkalarına öfkenizi belirttiğiniz şekillerin farkında olmayabilirsiniz. Bazı ufak durumlarda orantısız bir şekilde patlayabilirsiniz. Marry Ellen’ in genel tutumu sessiz ve pasiftir; ama, aniden sırf kızı yemeğe 10 dakika geç geldiği için sinirlenmiştir. Kendisini ve aynı şekilde kızını da çok şaşırtan bir şekilde birikmiş öfkesini açığa çıkarmıştır.

Ani ve beklenmedik öfke patlamaları, maruz kalanı ve boyun eğici kimseyi aynı şekilde şaşırtır. Aslında bu çok alışıldık bir durumdur. Bu tip bastırılmış öfke, genellikle onu başlatan etkene göre çok ayarsız olur.

Öfkenizi doğrudan gösterdiğiniz zamanlar olmasına rağmen, dolaylı yoldan yani pasif agresif şekilde gösterdiğiniz zamanlar daha yaygındır. Örneğin erteleyerek, geç kalarak ve arkalarından konuşarak. Ama bunu bilerek yapmazsınız, hatta reddedersiniz. Örnek olarak, Marry Ellen kızına bağırdığında aslında patronuna sinirlenmiştir.

Mary Ellen’ın patronu ondan uzun saatler çalışmasını bekliyordu. O hiçbir zaman patronuna olan öfkesini ona yansıtmamış ve uygun bir şekilde ona bunu ifade etmemişti.
Pasif agresif davranışlar ( bir şeyi kabul etmek ama uygulamamak, bahaneler yaratmak...) insanları rahatsız eder. Diğer insanların pasif agresif kişilerin bu davranışlarını isteyerek yaptıklarını bilmeleri ve anlamaları çok zordur.
Boyun eğicilik şemasının en önemli parçası, ihtiyaçlarınızı ifade etmenin yanlış olduğuna inanmaktır. Kendinizi daha iyi ifade etmeyi öğrenene kadar, öfke çok önemli bir problem olarak kalmaya devam edebilir.

ASLA TESLİM OLMAM: İSYAN

Boyun eğici kimseler genellikle oldukları pasif rolden mutludurlar ve kendilerini rahat hissederler. Bununla beraber boyun eğicilik şemasına sahip bazı kimseler Karşı Saldırıyla da baş etmeyi öğrenirler. Boyun eğmek yerine karşıt rollerde karşımıza çıkarlar. Bir anda saldırgan ve baskın olurlar. İsyan ederek de boyun eğicilik duygularının aşırı telafisini yaparlar.

ROSE: Ben her zaman iyi bir kızdım ve her zaman itaatkârdım. Ailemde hiç kimse benim sorun yaratacağımı düşünmezdi.

BABASI:  Bu gerçekten çok doğru. O her zaman çok mükemmeldi.

Rose hep kendi ihtiyaçlarını baskı altına almıştı ve artık onların ne olduğundan habersizdi. Kendi duygularını tanımlamakta zorluklar yaşıyordu ve kendi içsel durumunu karışık buluyordu.

BOYUN EĞİCİLİK ŞEMASISININ KÖKENİ

     * Ailenizin sizi himaye altına alarak kontrol etmeye çalışmış olması.

     * Ailenizin size sinirlenmesi, cezalandırması.

     Ailenizle fikir ayrılığına düştüğünüzde sizi duygusal olarak yoksun bırakması   ve duygusal bağlarının koparmış olması.

     * Çocukluğunuzda karar almanıza izin vermemiş olması.

     Ailenizin sürekli olarak kendi problemleri hakkında konuşması ve senin   dinleyici durumunda kalmış olmanız.

     * Ailenizin isteklerini yerine getirmediğinizde, kendinizi suçlu ve bencil   hissetmenize yol açması.

     Çocukluğunuzda ihtiyaçlarınıza, fikirlerinize ve haklarınıza saygı duyulmadığını hissetmeniz.

     Çocukluğunuzda ailenizi endişelendirmemek ve mutsuz hissettirmemek için   her söylediğinize ve yaptığınıza çok dikkat etmiş olmanız.

Bazen terapi sırasında bu şemaya sahip danışanlar, boyun eğiciliğin ne demek olduğunu anlarlar. Çocukken ne kadar boyun eğdirildiklerinin iç görüsünü kazanabilirler ve buna sinirlenirler.

Erica, kocasının ne olması gerektiği ile ilgili fikirlere sahipti. Ne zaman onun fikirlerinden sapsa kocasını azarlıyordu. Piyano çalmak için oturduğunda hep ondan şikâyet edip, onun işinde daha sert olması için itekliyordu. Carlton karısına sinirlenmesine rağmen bunu ona hiç yansıtmadıHer zaman sakin ve yumuşak başlı gözüktü. Diğer insanlara da aynı şekilde davranıyordu. Carlton, babasının uzun yıllar önce başlatmış olduğu boyun eğiciliğin diğer insanlar tarafından da kullanılmasına izin veriyordu.

SHANNON: 24 yaşında. O, annesinin ve babasının her söylediğini yapan iyi bir kız.

Annesi onu belli etmeden kontrol ediyordu. Annesiyle olan ilişkisinde olduğu gibi ne zaman Shannon bir öneri sunsa kocası onunla dalga geçiyor. Böyle olduğunda ise boyun eğicilik şeması tetikleniyor.
Boyun eğiciliğin orta sınırında, ailenizden biri siz bireysel davranışlar gösterdiğinizde sizi azarlamış ya da eleştirmiş olabilir.

Cartlon’ın babası, onun, kendi kafasında yarattığı oğlan olmasını istiyordu. Ne zaman Carlton karşı çıksa onu eleştiriyordu. Bir süre sonra Carlton kendi ihtiyaçlarının olmasının kötü bir şey olduğunu öğrendiBu duyguyu hep taşıdı.  Yetişkin olunca da kendini ifade edeceği zaman yoğun bir şekilde özeleştiri yapmaya başladı.

William şu anda kendi ihtiyaçlarını gösterebilmeyi başarıyor ve bunu yaparken de kız arkadaşı ona duyarlı davranıyor. Kendi ihtiyacının da karşılanma şansının olduğu bir ilişkinin onun için daha sağlıklı olduğunu biliyordu.

POTANSİYEL EŞLERDEKİ TEHLİKE İŞARETLERİ

    * Partneriniz baskınsa ver her şeyin kendi istediği şekilde gitmesini bekliyorsa

    * Partneriniz kendiyle ilgili güçlü benlik algısı varsa ve her durumda ne istediğini biliyorsa

    * Partnerinizle fikir ayrılığında düştüğünüzde ve kendi isteklerinize uygun davrandığınızda, bundan rahatsız olup sinirleniyorsa

    * Sizin fikirlerinize, isteklerinize ve haklarınıza saygı duymuyorsa

    * Siz kendi isteğiniz doğrultusunda davrandığınızda, size surat asıyorsa sizden uzaklaşıyorsa

    * Partneriniz çok kolay kırılıyorsa, üzülüyorsa, onunla ilgilenilmesi gerektiğini hissediyorsanız

    * Partneriniz çok sinirliyse, bu nedenle yaptığınız ve söylediğiniz her şeye dikkat etmeniz gerekiyorsa

    * Partneriniz yeterli değilse ya da beraberken o kadar verimli değilseniz ve pek çok işin sorumluluğunu almayı başaramıyorsanız. 

    * Partneriniz sorumsuzsa ve güvenilir değilse, bu yüzden sizin olduğunuzdan daha fazla sorumluluk sahini ve güvenilir olmanız gerekiyorsa

    * Kendinizi karar almak için güçlü hissetmeyip, çoğu kararı partnerinizin almasına izin veriyorsanız.

    * Kendi isteklerinizle ilgili bir şey yapmayı sorduğunuzda sizi bencillikle suçlayıp sizin kendinizi suçlu hissetmenizi sağlıyorsa

    * Partneriniz kolayca üzülüyor, endişeleniyor ve mutsuz oluyorsa, bu yüzden  hep dinleyici oluyorsanız

   Partneriniz size bağımlıysa


    İsyankar olsanız bile, pasif veya dominant bir partner seçersiniz ve süreç hala boyun eğiciliğin bir türü olarak devam eder.


    Teslimiyetçi boyun eğici kimseler ilişkilerinde lider ruhlu, agresif ve baskın partnerler seçerlerKendi pasifliğiniz etkisinde, güçlü kişilere ihtiyaç duyarsınız. Shannon ailesinin ondan istediği gibi iyi bir kızdı, kibardı, itaatkârdı, okulda başarılıydı ve mükemmel bir evlattı.

    Shannon kocasına tamamen bağımlı hissediyor. Kocasının öfkesinden kaçınmak için her şeyi doğru yapıyor. Kendini boyun eğici yapıyor. Bağımlı oluşu boyun eğiciliğini, boyun eğiciliği de bağımlılığını sürdürüyor.
    Eğer kendinizi feda ediyorsanız, partnerinize bağımlı olmanıza ve ona ihtiyaç duymanıza neden oluyorsunuz. Onların ihtiyaçlarını tamamlamak için acele ediyorsunuz. Onları korumaya ve kurtarmaya çalışıyorsunuz.

BOYUN EĞİCİLİK ŞEMASI

1.Diğer insanların çoğu zaman kendi istediklerini yapmasına izin verirsiniz.

2.Başkalarını memnun etmek için çok istekli olursunuz, sevilmek ve kabul görmek için her şeyi yaparsınız.

3.Başka insanların fikirlerine açıkça karşı çıkmayı sevmezsiniz.

4.Kontrol diğer insanların elinde olduğu zaman daha rahat edersiniz.

5.Meydan okumalardan ve öfkeden kaçınmak için her şeyi yaparsınız ve her şeye uyum sağlarsınız.

6.Çoğu durumda ne istediğinizi ve tercihlerinizin ne olması gerektiğini bilmezsiniz.

7.Kariyer kararlarınızda net ve açık olamazsınız.

8.Her zaman herkesin bakımıyla meşgul olursunuz hiç kimse sizin gösterdiğimiz özeni göstermez.

9.Eğer isyankârsanız, başkaları size ne yapmanız gerektiğini söylediğinde otomatik olarak hayır dersiniz.

10.Başka insanların duygularını inciten şeyleri söylemeye dayanamazsınız veya yapamazsınız.

11.Sıkışmış hissettiren ve ihtiyaçlarınızın karşılanmadığı durumlarda kalırsınız. 

12.Başka insanların sizi bencil görmelerini istemezsiniz ve en uçlara gidersiniz.

13.Başka insanların iyiliği için kendinizi kurban edersiniz.

14.Evde ve işte almanız gerekenden daha çok sorumluluk alırsınız.

15.Diğer insanların problemleri olduğunda ve acı duyduğunda onları daha iyi hissettirmek için çok uğraşırsınız.

16.Size ne yapmanız gerektiğini söyleyen diğer insanlara öfke duyarsınız.

17.Aldığınızdan daha çoğunu verdiğinizde kendinizi aldatılmış hissedersiniz.

18.Ne istediğinizi söylediğinizde kendinizi suçlu hissedersiniz.

19.Kendi haklarınıza sahip çıkmazsınız.

20.Başka insanlar sizden dolaylı yoldan bir şey yapmanızı istediklerinde karşı çıkarsınız, ertelersiniz, hata yaparsınız ve bahaneler yaratırsınız.

21.Otoriter kişilerle anlaşamazsınız.

22.İşinizde maaş ve terfilerle ilgili konuları soramazsınız.

23.Doğruluk ve dürüstlüğünüzle ilgili kendinizi yetersiz hissedersiniz ve çok fazla alttan alırsınız.

24.Yeterince hırslı ve agresif olmadığınızı söylerler.

25.Başarılarınızı önemsiz gösterirsiniz.

26.Uzlaşmalarda güçlü olmak sizin için problem yaratır.

Bunlar işinizde ve aşkta kaçınmanız gereken gizli tuzaklardır. Partneriniz eşitlik üzerine kurulan bir ilişki istese bile, siz şemanızı güçlendirecek şeyler bulabilirsiniz. İlişkinizde öncelikli kişi olmanıza fırsat verilse,  siz onu boyun eğicilik rolünüze uygun hale getirene kadar çevirirsiniz.
Ne tarz bir ilişki kurulursa kurulsun, ortaya çıkmaya hazır bir öfke kaçınılmazdır. Bu, boyun eğici ilişkilerin dengesini tehdit eder. İlişkilerin ilk zamanlarında öfkeyi bastırırsınız ve çatışmadan kaçarsınız. Bu yıllar sonra öfkenizi bastıramayacağız noktaya ulaşır ve ilişkinin var olan dengesinden dolayı üzüntü duyarsınız, misilleme yaparsınız veya geri çekilirsiniz.  Buna ek olarak zaman geçtikçe büyürsünüz ve sizde daha güçlü bir kişilik algısı oluşur.  

Eğer daha girişken olursanız ve artık boyun eğici ilişkide kalmak istemezseniz, ilişkiniz daha olgun bir hale dönüşmeli ya da sonlanmalıdır.
Sadıksınız, itaatkârsınız ve az şey talep edersiniz. Maaş artışı isteme olasılığınız çok düşüktür. Herkesi memnun etmek için çok uğraşırsınız, özellikle de üstünüzdeki kişileri. Fedakârlığınıza sınır koyarken sorunlar yaşarsınız.
Fazlasıyla “evet” insanısınız. Patronunuzla ve iş arkadaşlarınızla anlaşıyorsunuz, ama bunun nedeni onların haklı olması değil, sırf onları memnun etmek.

Helen iş hayatında otorite figürleriyle uzlaşırken, doğru bulduklarından ziyade, ne duymak isterlerse onu söylüyordu. Çok önemli bir önerisi olsa bile fikir ayrılığına düşmekten kaçıyordu. Onun değerli fikirleri ve görüşleri hep gizli kalıyordu, çünkü konuşması gerektiğinde hep sessiz kalıyordu.

Üstündeki kişiler, projelerinin durumunu sorduğu zaman sırf onları memnun etmek için sadece olumlu görüşleri gösteriyordu. Ayrıca çok fazla iş kabul ediyordu. Çok güçlü fikirlere sahip ama sesli bir şekilde ifade etmeyen Helen’ın aksine, boyun eğici insanlar işle alakalı konularda güçlü fikirlere sahip olmadıklarını hissederler. Konular hakkında yorumları istendiğinde nerde durdukları ile ilgili kafaları karışır.

Kendisini düşünmek yerine grubun isteğine uygun gösterir. Çok çalışkan olmasına rağmen işi onun kişiliğini yansıtmaz.

SHANNON: Geçen gün işte çok kötü durumdaydım. Güvenlik komitesinde sunulan raporda belirli noktaların dahil edilip edilmeyeceğime karar vermem gerekiyordu. Patronum da dışardaydı. Panik atak geçirdim.

TERAPİST: Karar vermek konusunda nasıl ilerledin?

SHANNON: Herkese sorup tavsiye aldım. Ama bu cidden beni delirtti bir kişiye sorduğumda söylediği şeyler anlamlı geliyordu ama diğer kişi tamamen farklı bir şeyler söyleyince o da bir anlam ifade ediyordu. (Onay arayıcılık)

Shannon, şirketinde profesyonel bir kimlikten yoksundu. Bu, onun iş kalitesini düşürüyordu. Şirkette kendisinden daha az çalışıp, daha çabuk terfi edenlere güceniyordu.
Büyük olasılıkla işte çok pasifsiniz ve bu ilerlemenize zarar veriyor. Girişimcilik ve yüksele hırsından yoksunsunuz. Bağımsız hareket etmenizi gerektiren liderlik rollerinden uzak duruyorsunuz. Sizi yönlendiren ve direktif veren otorite figürleriyle rahatsınız.
İşi, Katherine’nin sağlayabildiğinden daha fazla özerklik ve kendini yönetim istiyordu.

KATHERINE: Kendi kendime yapmam gerektiğini biliyordum ama kendimi bundan uzaklaştırırken buluyordum. Beraber yaparken daha iyiydim. Üretmek için çok fazla baskı altındayım.
Kendi pasif boyun eğiciliğine alışmıştı ve yeni bulunmuş bağımsızlığıyla rahat değildi.

ELIZABETH: 28 yaşında, işinde kendini olduğundan daha değersiz gösteriyor.

Elizabeth ilerleme şansına zarar verecek şekilde boyun eğicilik özellikleri gösteriyordu. Kendini önemsiz gösteren belirgin bir eğilimi vardı.

ELIZABETH: Çok çalışıyorum ve gruba çok şey katıyorum. Ama yine de kendime güvenemiyorum. Odak noktası olmayı sevmiyorum. Önceki gün gibi, Greg benim fikrim için övgü aldığında konuşmakta zorlandım.

Buna ek olarak, Elizabeth güçlü bir uzlaşmacı değildi, çok kolay pes edip cayıyordu. Altında olan insanlara karşı da kendini ifade ederken de problemleri vardı, çünkü onlara otorite uygulamakta zorlanıyor ve onları memnun etmek için çalışıyordu. İşlerini ortalamanın üstünde yapmasalar da onları övüyordu ve çok fazla özgürlük tanıyordu. Delege etmesi gerektiği halde kendisi için can sıkıcı işler yapıyordu. Altında çalışan kişiler mantıksız ricalarda bulunsa da, onlara hayır demekte zorlanıyordu. Doğal olarak insanlar bu durumdan yarar sağlamaya çalışıyorlardı.
Bu durumda işinizde boyun eğiciliğinize karşı sinirlenmeniz kaçınılmazdır. Ama bu öfkeyi nadir olarak doğrudan gösterirsiniz. Bu öfkeyi içeride sıkıştırıp bastırırsınız. Bunu bastırırken de öfkenizi azaltmak yerine arttırırsınız ve öfkenizi kendi kendini baltalayacak şekilde gösterirsiniz.

Uzun süre boyunca öfkenizi dizginleyebilirsiniz ama aniden uygun olmayan şekillerde öfkeniz patlayabilir. Patronunuzdan kabul ettiğiniz işlerde de limit koymakta zorlanabilirsiniz. Bir süre yüzey altında öfkenizle kaynayabilirsiniz, ama öfkeniz bir görüşme sırasında aniden patlayabilir. Müşteri veya altınızda konuştuğunuz kişiyle konuşurken aşırı agresifleşebilirsiniz. Böyle davranışlar profesyonelce değildir ve imajınıza zarar verir.

Bununla beraber en çok görülen senaryo ise öfkenizi pasif agresif şekilde göstermenizdir.

TERAPİST: Babanıza bu işin sizin için çok fazla olduğunu söylediniz mi?   
       
CARLTON: Hayır, bilmesi gerek. Yüzüne karşı tamam diyorum ama onun benim tarzımdan öyle söylediğimde aslında onu demek istemediğimi bilmesi gerekiyor.

Carlton saklı şekillerde probleme yol açıyordu. Doğrudan öfkesini göstermek yerine davranışlarıyla dışa vuruyordu. Yüzünde somurtkan bir ifadeyle yürüyüp duruyordu. Diğer çalışanlara karşı babasının arkasından şikâyet ediyordu ve diğerlerini de şikayet etmesi için cesaretlendiriyordur. İşleri erteleyip daha sonra da işini yapamadığı için özür dileyerek neden yapamadığı ile ilgili bahaneler yaratıyordu.

Sosyal İzolasyon

Hayatı Yeniden Keşfedin

DEBRA: 25 yaşında. Sosyal ortamlarda kendini kaygılı ve aşağı hissediyor.

ADAM: İşteki insanlarla gerçekten uyuşmuyorum ve sosyal hayatım giderek daha da fakirleşiyor. Hiçbir yere ait değilmişim gibi hissediyorum. Her zaman topluluklara dışarıdan bakıyorum.


SOSYAL İZOLASYON DENEYİMİ

Birincil duygu yalnızlıktır. Kendinizi dünyanın geri kalanının dışında hissedersiniz, çünkü siz ya farklısınızdır ya da istenen biri değilsinizdir. Debra ilk tipe girer. Sosyal ortamlarda kendini diğerlerinden aşağı hisseder ve bunun sonucunda yoğun kaygı yaşar.

Debra önemsiz ayrıntılar yüzünden kendini dışlanmış hissediyorOrtamdaki varlığı ona yeteri kadar iyi gelmiyor.

Sosyal İzolasyon dışarıya dönüklükle ve dış özellikler ile Kusurluluk ise içe dönüklük ve içsel özellikler ile ilgilidir.

Sizde hem Sosyal İzolasyon hem Kusurluluk şeması olabilir; ama Kusurluluk daha temel bir şemadır. Eğer böyleyse, durum sizin için biraz daha zordur. Neredeyse hiç ilişkiniz olmaz. Sosyal İzolasyon yeterince zordur, ama Sosyal İzolasyon ile birlikte Kusurluluk çok daha zordur.

Girdaplı bir yolla Debra’ yı aşağılık hissettiren şeyler, hissettiği kaygının kendisinden kaynaklanır.

Debra kendini sürekli diğer insanlarla kıyaslıyor: 

O benden daha iyi gözüküyor. 
O benden daha akıllı.
O benden daha ilginç. 

Kaygısının en büyük odak noktası ise bir konuşmayı sürdürememesi. Uygun bir şekilde karşılık verebilmek ister-özgürce konuşmak, gülmek, kahkaha atmak ve soru sormak. Fakat bunları yapabilmek için fazla çekingendir.

Bu tür performans kaygısı o andaki yaşantınızın en temel noktasıdır. İyice incelenmekten, değerlendirilmekten ve olumsuz olarak yargılanmaktan korkarsınız. Başka insanların sizin hakkınızdaki düşüncelerine takmışsınızdır. Hassasiyetinizin olduğu konuya bağlı olarak- görünüşünüz, kariyeriniz, statünüz, zekanız veya konuşmayı sürdürme kabiliyetiniz-korkunuz dışarıya vurulur.

Debra’ nın kaygısı onu sosyal olarak garip yapar. Utangaç ve çekingen bir hale gelir. Bunun nedeni diğer insanlardan farklı hissetmesi değildir; kendini özellikle sosyal olarak beceriksiz hisseder.
Debra sosyal ortamlarda reddedilmiş hisseder.

SOSYAL İZOLASYONUN KÖKENLERİ

* Aileniz farklıydı. Diğerlerinden daha farklı bir ailede büyümek bu şemanın kökenidir. Aileniz birçok yönden farklı olmuş olabilir- din, sosyal statü, eğitim seviyesi, mal, varlık.

* Çocukken pasiftiniz, beklenileni yaptınız ama hiçbir zaman kendi ilgi alanlarınızı veya seçimlerinizi üretmediniz. Şimdi bir konuşma içindeyken sunabileceğiniz hiçbir şey yokmuş gibi hissediyorsunuz.

ÇOCUKLUKTA VE ERGENLİKTE İSTENMEMENİN KAYNAKLARI

Ne zaman sosyal bir ortama girseniz, kendinizin çok fazla farkında olursunuz. Reddedilmekten kaçınmak için arkadaş edinmekle uğraşmaktan vazgeçmişsinizdir.

Aşağılık hissinizi kapatmak için sosyal olmayan alanlarda uzmanlık geliştirmişsinizdir.

Debra’ nun sosyal izolasyonu çok fazla utanç yaratıyordu. Debra’ nın probleminin bir kısmı da sosyal bir ortamda nasıl olması gerektiğine ilişkin (dengeli, çekici, akıllı) yüksek standartlarıdır. Bu şekilde, bunlardan daha azının diğer kişiler tarafından kabul edilemez olduğunu hisseder. Eleştiri bekler. Bu kadar kaygılı hissetmesinin sebebi budur.

Yukarıda da belirtiğimiz gibi, daha derinde olan Kusurluluk şemasına bağlı olarak Sosyal İzolasyon şeması geliştirmiş olabilirsiniz. Kendi ailenizde sevilmediğinize dair öyle yaygın algınız vardır ki, bu doğal olarak sizin sosyal hayatınıza geçer. Şimdi, başka bir insan ile ne zaman iletişime girseniz, konunun sizin kişisel kabul edilmezliğine gelmesini bekliyorsunuz ve böylece ya çok kaygılı hissediyorsunuz ya da o durumdan kaçıyorsunuz. Değer verilmeyi veya sevilmeyi beklemiyorsunuz. Şemanız, sizin kusurlu olduğunuza ilişkin daha  temel bir algınızın parçasıdır.

Adam eve arkadaşlarını getirebileceğini hiçbir zaman hissedemedi ve arkadaşlarından biri anne ve babasıyla etkileşime geçtiği zaman çok kaygılanmaya başladı. Okul ve ev hayatını ayrı tutmaya çalışırdı. Ailesi arkadaşlarından sakladığı bir sır gibiydi. 

Bazen aşırı derecede eleştiren anne babalar sosyal izolasyonu tetikleyebilir. Ebeveyni durmadan sosyal olarak mükemmel olmadığı için eleştiren bir danışmanımız vardı. Nasıl gözüktüğünü, nasıl konuştuğunu, kendisini nasıl taşıdığını eleştirirlerdi. Kendisinin sosyal olarak yetersiz hissetmesine neden oldular. Sosyal durumlarda geri çekilmeye başladı. Eleştirilmekten korktu ve böylece diğer insanlarla etkileşim içinden olmaktan kaçtı.

Sosyal izolasyonun bir başka kökeni de Bağımlılık ve Boyun Eğicilik şeması ile ilişkilidir. Sosyalleşmeyi öğrenmenin önemli bir yanı da aktif ve kendi kendini yönlendirebilen bir kendilik geliştirmektir. Ana babamız bizi kendimize ait bir kimlik, ilgi alanı ve tercihler oluşturma konusunda cesaretlendirir. Kendimize ait bir kişiliğimiz vardır. Bu kişilik bize diğer insanlar bir diyalog sürdürmek için gerekli enerji ve fikirleri sağlar.
Bazı çocuklar doğuştan pasiftir veya ebeveyni kendi bireyselliğini geliştirmesi konusunda ona köstek olmuşlardır. Kendi biricikliğiniz ezildiği zaman, diğer kişilerin beklentilerine göre hareket edersiniz. Onların önderliği altına girer ve geleneksel bir takipçi olursunuz. Ancak, kendi fikirlerinizi, ilgi alanlarınızı ve tercihlerinizi geliştiremezsiniz. Bir diyalog halindeyken söyleyecek hiçbir şeyiniz yokmuş gibi hissedersiniz. Pasifliğiniz, diğer kişilere kendinizden sunacak bir şeyiniz yokmuş gibi hissettirir. Bir diyalog sürdürmek yük gibi gelir. Dinleme konusunda rahatsınızdır ama bir konu başlatamazsınız. Kendi düşüncelerinizle katkıda bulunamazsınız. Ne yapacağınızı veya nereye gideceğiniz konusunda önerileriniz yoktur. Başkaları ile birlikte olup katkı sağlayacak bir şeyinizin olması yerine sosyalleşmekten hepten kaçarsınız. Bu örüntü, daha önce konuştuğumuz kökenler gibi, sizin sosyal olarak kaygılı ve izole olmanıza neden olur.
Birçok kişi ergen yıllarında bu şemayı geliştirir.  Çoğu ergen kendini farklı, izole ve yabancılaşmış hisseder.

SOSYAL İZOLASYON ŞEMASI

1.Çevrenizdeki insanlardan daha farklı veya onlardan daha aşağı hissedersiniz. Farklılıkları abartır, benzerlikleri küçümsersiniz. İnsanlarla birlikteyken bile yalnız hissedersiniz.

2.İş yerinde kendi kendinizlesinizdir. Terfi etmezsiniz.

3.Gruplar içinde gergin olursunuz ve kendinizin çok farkındasınızdır. Rahatlayıp kendiniz olamazsınız. Yanlış bir şey söylemek veya yapmak konusunda endişe edersiniz. 

4.Ne söyleyeceğinizin planını yapmaya çalışırsınız. Yabancılarla konuşurken çok rahatsızsınızdır. İnsanlara sunabileceğiniz özel bir şey olmadığını düşünürsünüz.

5.Sosyal olarak, gruplara katılmaktan veya bir topluluğun parçası olmaktan kaçınırsınız. Sadece en yakın ailenizle veya yakın bir iki arkadaşınızla zaman geçirirsiniz.

6.İnsanlar ailenizle tanıştığı zaman veya onlar hakkında çok şey bildikleri zaman utanırsınız. Diğer kişilerden ailenizle ilgili sırları saklarsınız.

7.Uyum göstermek için diğer insanlar gibi olmaya çalışırsınız. Kendinizin geleneksel olmayan taraflarınızı çoğu insanın görmesine izin vermezsiniz. Diğer kişilerin sizi küçük düşürmesine veya reddetmesine neden olacak gizli bir hayatınızın veya hislerinizin olduğuna inanırsınız.

8.Kendi ailenizin kusurlarının üstesinden gelmeye çok önem verirsiniz: statü kazanmak için, maddi varlık için, çok eğitimli gözükmek için, etnik farklılıkları gizlemek için vb.

9.Doğanız gereği olan bazı özelliklerinizi hiçbir zaman kabul edememişinizdir çünkü bu özelliklerinizden ötürü insanların sizi olduğunuzdan daha küçük göreceğini düşünürsünüz.

10.Kendinizi insanların söylediğinden çok daha az çekici bulursunuz.  Fiziksel kusurlarınıza karşı hassassınızdır.

11.Aptal, yavaş veya garip gözükebileceğiniz durumlardan kaçınırsınız. (örn: topluluk karşısında konuşma)

12.Sizde eksik olduğuna inandığınız popülerliğin fazlaca olduğu kişilerle kendinizi çok fazla karşılaştırırsınız. ( örn: dış görünüş, para, başarı, giyim tarzı)

13.Hissettiğiniz sosyal yetersizlerinizi telafi etmeye çok fazla önem verirsiniz: popülaritenizi veya sosyal becerilerinizi kanıtlamaya, insanları kazanmaya doğru sosyal grubun parçası olmaya, kariyerinizde başarılarınızın olmasına veya popüler olan çocuklar yetiştirmeye çalışırsınız.

Yetişkinlikte Sosyal İzolasyon şemanızın üstesinden gelseniz bile, hala bazı zamanlarda istenmediğinizi veya farklı olduğunuzu hissedebilirsiniz. Eski duygularınız devam eder. Kendiniz ve diğerleri arasındaki farkı büyütürsünüz ve kendiniz için bağlanmayı zorlaştırırsınız. Bu farklılıklar bir bariyer oluşturur. Yakın olmaya başladığınız anda, farklı olduğunuz alanlara karşı hassaslaşırsınız.
Eğer kurumsal bir şirket veya başka bir organizasyonda çalışıyorsanız, olasılıkla kendinizi aşağıda ve uyumsuz hissedersiniz. Yaptığınız işte mükemmel olabilirsiniz ama şemanız sizi geride tutar.

Kaçmak, şemanız ile başa çıkmanız için birincil yoldur. Sosyal İzolasyon şemanızın üzerine kurulduğu taştır. Sosyal durumlardan kaçmanız, hiçbir şeyin değişmediğini gösterir. Becerileriniz gelişemez, inançlarınız durmadan onaylanır. Daha rahatsınızdır ama sıkışmışsınızdır. Değişim Kaçmaktan vazgeçip, yüzleşme ve uzmanlaşmaya doğru geçişle olur. Sosyal izolasyonun üstesinden gelenler bu değişimi yapmış olanlardır.

22 Kasım 2017

Kusurluluk, Utanç

Hayatı Yeniden Keşfedin 

Kusurluluk şemasına sahip Alison, kendisini sevgilisine ait hissedemiyor bağlanamama krizi yaşıyor. Alison'un bağlanma sorunu var. Alison genellikle kendini suçluyor ve cezalandırıyor.
Kusurluluk şeması ile en fazla ilişkili olan duygu utançtır. Utanç kusurlarımızın açığa çıktığı zaman hissettiğimiz duygudur. Bu utanç duygusundan kaçınmak için neredeyse her şeyi yaparız. Sonuç olarak kusurluluğumuzu saklı tutmak için çok fazla çabalarız.

Alison  "Ben görgüsüzüm” ,  "Değersizim”, " Hiçbir şey için iyi değilim” , "Verebilecek bir şeyim yok" gibi kendini küçümseyen düşüncelerle dolu. 

Kusurlu hissetmesi yaşadığı ilişkilerde kendini aşırı kırılgan yapıyor. Diğer insanlar onu her zaman kolayca incitebilir. O kendini koruyup savunamaz.

Eliot’un ise kırılgan olmayan bir özelliği vardır. Kimse ona dokunamaz. Karşıt saldırı şeklinde başa çıkma tarzını o kadar etkili bir şekilde geliştirmiştir ki, kimse ondan kuşku duymaz. Aslında Eliot’ un kendisi de, derinlerde olan kendi utanç duygusunu çok fazla farkında değildir. Eliot kırılgan narsiste bir örnektir. Narsistik empatisi olmayan sorunları için başkalarını suçlayan ve güçlü bir haklılık hissi olan kişidir. Eliot gibi kişiler, altta yatan, kimsenin onları hiçbir zaman sevmeyeceği ve saygı duymayacağı hislerine karşı savaşmak için bu narsisizmi geliştirirler. 

Eliot’un eşi Maria'nın da Kusurluluk şeması vardır.  Maria değersizlik algısına teslim olur. Eşi onu reddeder ve o reddedilmenin kurbanıdır. Birlikte, ebeveynlerinin onları reddetmesinin orijinal dramasını tekrardan yaşarlar.

Kusurluluk şemanız varsa, muhtemelen Alison ve Eliot'ın gösterdiği iki ucun arasında bir yerdesinizdir. Muhtemelen bazı alanlarda, kendinizin kırılgan olmasına izin veriyorsunuz.

Ailenizden biri size karşı aşırı eleştireldi, sizi küçümsüyordu veya cezalandırıcıydı. Durmadan, nasıl göründüğünüz, nasıl davrandığınız, söylediğiniz yüzünden eleştirildiniz veya cezalandırıldınız.

Kusurluluk yaygın bir duygudurSevilmeye değer olmadığını hissetmektir. O kadar kusurlu ve yetersizdiniz ki, kendi ebeveyniniz bile sizi sevmedi size değer vermedi. Neredeyse kesin olarak, ebeveyninizin sizi eleştirme, değersiz görme, reddetme ve size sevgi vermemekte doğru yaptığını hissettiniz, bunları hak ettiğinizi hissettiniz. Çocukken, kendinizi suçladınız. Her şey, siz çok değersiz, yetersiz, kusurlu ve eksik olduğunuz için oldu. Bu yüzden, size davranış şekillerinden dolayı öfke hissetmediniz. Onun yerine, utanç ve üzüntü hissettiniz. 

ALISON: Aslında ben hiçbir şekilde babamın istediği gibi değildim. Kendimle ilgili her şeyin yanlış olduğunu hissettim. Akşam yemeğinde sessiz kaldığımda beni konuşmadığım için eleştirirdi ve konuştuğum zaman benim ne kadar sıkıcı olduğumu söylerdi.

Alison babasının eleştirilerini içselleştirmiştir. Babasının ona olan bakışı, kendi bakışı haline gelmiştir.

ALISON: Matthew’ un niçin benimle evlenmek isteyebileceğini düşünüp duruyorum.  Benim verecek hiçbir şeyim yok. Ben hiç olgun değilim. Bir erkeğin ilgisini üzerimde tutmak için gerekli nitelikler yok bende. Hiçbir şekilde özel değilimDış görünüşüm orta derecede, zekam orta derecede.

TERAPİST: Kimin sesi bu?

ALISON: Babamın sesi

Alison gibi, siz de sizi eleştiren ebeveyninizin sesini içselleştirmişinizdir ve bir parçanız haline gelmiştir. Bir anlamda, eleştirel ebeveyninizin sesi sizin şemanızdır — bu ses sizi aklınızda durmadan eleştirir, cezalandırır ve reddeder.
Utanç sizin çocukluğunuzun baskın duygusu olabilir. Kusurluluğunuzun açığa çıktığı her seferinde, utanç hissetmişsinizdir, utanç çok derinlerdedir. Yüzeysel şeyler hakkında değil, tam da sizin kim, olduğunuz ile ilgilidir.

Alison'ın babasının niye bu kadar soğuk ve reddedici olduğunu sorabiliriz. Bir olasılık, onun kendisinde de kusurluluk şemasının olduğudur. Ancak, o bu şema ile Karşıt saldırı şeklinde başa çıkmıştır.  Alison’u küçük düşürerek ve kusurlu hissettirecek, kendi hakkında daha iyi hissedecek.

Kusurluluk şemasının ortaya çıkmasına neden olan ebeveynler genellikle eleştirel ve cezalandırıcıdırlar.

Eliot gerçek düşünce ve hislerini saklamayı öğrendi.  Kendi gerçek kişiliği gizli kaldı ve sadece kendisi bildi. Bu şekilde, daha az kırılgan hissetti. Gururunu koruyabildi. Onun için kendisini açması çok tehlikeliydi. Sunduğu her şeye eleştiren bir gözle bakılırdı. Kendini açması, utanmaya maruz kalma riskini taşıyordu ve en kötü utanma sevgi isteyen şekilde açığa çıkmaktı.

Kendi gerçek kişiliğimizi Eliot'ın yaptığı gibi saklayarak yüksek bir bedel öderiz. Ölüm gibi, büyük bir kayıptır bu.

İçtenlik, zevk, güven ve yakınlık hepsi kaybolur ve kapanık, korunaklı bir kabuk kalır. Kişi sahte bir benlik oluşturur. Bu sahte kendilik daha serttir ve daha zor yara alır. Ancak dış kabuk ne kadar sert olursa olsun, derinlerde bir yerde, kişinin gerçek kendiliğini kaybetmenin acısı vardır.

Bir illüzyon ile yetinmekten vazgeçin ve gerçek şeylerin peşinden gidin.

Kusurlu hissetmenizde kritik etken kusurun varlığı değil ebeveyninizin size ne hissettirdiğidir.

Uzun süreli bağlanmaktan kaçınarak, birinin kusurlarınızı görecek kadar, yakınlaşmasını engellersiniz.

İLİŞKİDE TEHLİKE İŞARETLERİ

İlişki yaşamaktan tümüyle kaçınırsınız. Sizi derinden tanımak istemeyen eşlerle rahat hissedersiniz.

Sizi seven ve sizin sevdiğiniz bir eşle ilişki kurarsanız ilişkinin içinde Kusurluluk şemanızı pekiştirecek çok yol bulursunuz.

MARIA: Eliot yaptığım her şeyi çok sıkı bir şekilde eleştirir, onunla birlikte olduğum zaman, her zaman bir şeyleri yanlış yapıyor gibi hissediyorum.

Eğer Kusurluluk şemanız varsa, eşlerinizi değersizleştirmeye çalışabilirsiniz. Gerçekten arzuladığınız bir eşin sizin kusurlarınızı göreceğine ve en sonunda sizi reddedeceğine inanırsınız.

KUSURLULUK ŞEMASI

1. Kabul edildiğinizi hissettikten sonra, eşinize karşı aşırı eleştirel olursunuz romantik hisleriniz kaybolur. Sonra siz eleştirel ve küçümseyici tavır içine girersiniz.

2. Gerçek benliğinizi saklarsınız ve böylece eşinizin sizi gerçekten tanımadığını hissedersiniz.

3. Eşinizi kıskanır ve kısıtlarsınız.

4. Kendinizi durmadan diğer insanlarla olumsuz bir şekilde karşılaştırırsınız, kıskanç ve yetersiz hissedersiniz.

5. Eşinizin hâlâ size değer verdiğine dair sürekli bir onay alma ihtiyacı içindesinizdir.

6. Eşinizin etrafındayken kendini küçümsersiniz.

7. Eşinizin sizi eleştirmesine, küçük görmesine veya size kötü davranmasına izin verirsiniz.

8. Geçerli bir eleştiriyi kabul etmekte zorlanırsınız, savunmaya başlarsınız, saldırgan olursunuz.

9. Çocuklarınızı aşırı derecede eleştirirsiniz.

10. Başarılı olduğunuz zaman kendinizi sahtekâr gibi hissedersiniz. Başarınızı koruyamadığınız zaman aşırı kaygılanırsınız.

11. Kariyerinizdeki engeller veya ilişkinizdeki reddedilmeler yüzünden çok depresif ve umutsuz olursunuz.

12. Toplum içinde konuşurken aşırı gergin hissedersiniz.

Samimi ve içten olamamak bu şemanın yaygın örüntüsüdür. Sadece kendi sahteliğinizin sevilmeye değer olduğuna inanırsınız. Gerçek kendiliğinizi saklayarak, eşinizin hiçbir zaman gerçek sizi sevmediğine inanırsınız. Kendinizi açmayarak, gerçek kendiliğinizin sevilmez olduğu algısını pekiştirirsiniz. Sizin için en büyük korku açığa çıkmaktır; yani en sonunda eşinizin sizin altta yatan kusurlu yanınızı görmesidir.

ALISON: Onunla evleneceğimi biliyorum ama bir gün bana dönüp bütün bunların hata olduğunu ve artık beni gerçekten sevmediğini söyleyecek.

TERAPİST: Ne zaman?

ALISON: An meselesi.

Kıskançlık ve haset etmek Kusurluluk şemasının neredeyse her zaman görülen özellikleridir. Sürekli kendinizi olumsuz olarak, diğer insanlar ile karşılaştırırsınız.

Alison diğer kadınları idealleştirip kendi kusurlarını abartmaktadır. Ne zaman karşılaştırma yapmaya kalksa kazanmak onun için çok zordur.

Alison kadar açıkça göstermiyor, Eliot gibi kıskançlık duygularınız saklamayı öğrenmiş olabilirsiniz ama içinizde onlar gibi hissediyorsunuzdur: dünya, sevgiliniz için sizden daha arzulanabilir insanlarla doludur.

Eleştirileri tolere etmeyi de çok zor bulabilirsiniz. Buna karşı da aşırı hassassınızdır. En küçük eleştiri bile sizin kendinizden utanç duymanıza neden olabilir. Yanlış yapmadığınızı şiddetli bir şekilde savunabilir ve sizi eleştiren kişiyi tersleyebilirsiniz.

MARIA: Eliot durmadan çocuklara kusur bulup azarlar, her fırsatta hatalarını açıkla söyler. En küçük şeylerde bile. Bunun onları ne kadar yaraladığını fark etmez bile.

Başarılı olmalarına karşın içlerinde bunu devam ettiremeyeceklerine inanırlar. Başarıyı devam ettirme baskısı, özellikle kendilerini kötü hissettikleri zaman dayanılmaz olur ve başa çıkacak gücü bulamayabilirler.
Kendinizi değerli hissetme algınız başarınıza bağlıdır. En küçük başarısızlık sizi tedirginleştirir. Utanç hissettiğiniz duygulara geri dönersiniz. Bunu uçlarda hissedersiniz: ya başarılı olur kendinizi mükemmel hissedersiniz ya da başarısız olur değersizlik yaşarsınız.
Sizi izleyecekleri algısı rahatsızlık verir.