ELIZABETH:
Josh ile çok mutsuzum. Çok soğuk biri. Onunla iletişim taştan su çıkarmak
gibi. Evlendiğimiz zaman onun böyle olduğunu biliyordum ama
değişeceğini umdum. Ama sadece daha kötüye gitti.
Eğer
sizin de bu şemanız varsa, sevilme ihtiyacınızın hiçbir zaman
karşılanmayacağına dair derin ve sabit inancınız vardır.
DUYGUSAL
YOKSUNLUK DENEYİMİ
Duygusal
yoksunluk deneyiminiz sizin sonsuza kadar yalnız
kalacağınız, bazı şeylerin sizin için hiçbir zaman doldurulamayacak
olması, hiçbir zaman duyulmayacak olmak ve hiçbir zaman
anlaşılmayacak olmak hissi ile ilgilidir.
Duygusal
yoksunluk, bazı şeylerin eksik olduğunu hissettirir. Boşluk hissidir.
Bunun anlamını muhtemelen en iyi yakalayan imge, ihmal edilmiş çocuktur.
Duygusal yoksunluk, ihmal edilmiş bir çocuğun hissettikleri neyse, odur! Yalnızlık
ve hiç kimsenin yanında olmadığı duygusudur. Yalnız kalmaya mahkum
olduğunuzu bilmenin getirdiği üzücü ve ağır bir histir.
JED: Ben duygusal
olarak ölüyüm. Benim kadınlarla yakın olamamam bütün ilişkilerim için
geçerli. Kimseye yakın değilim, hiçbir aile üyesine, hiçbir arkadaşa.
ELIZABETH: Ben
her zaman dinleyiciyimdir. Diğer insanlar bana problemlerini anlatır ve
ben onlara yardım etmek için elimden gelen en iyisini yapmaya
çalışırım. Ama ben kimseye kendi problemlerimden bahsetmem.
Sanırım bu yüzden sizi görmeye geldim. Ben insanların beni anladığından
veya onların beni anlamaya çalışmalarından çok daha fazla anlıyorum.
Bütün
ilişkilerinizin sonucunda insanlara duygusal olarak sizin yanınızda
olacakları konusunda güvenmiyorsanız, sizde bu şema olabilir.
DUYGUSAL
YOKSUNLUK ŞEMASININ KÖKENLERİ
Duygusal
yoksunluk şemasının kökenleri, çocuk için anne figürü olan kişide
yatar- başlıca görevi çocuğu duygusal olarak beslemekten sorumlu olan kişi. Genellikle
bebeğin yaşamının ilk yıllarında çocuğun dünyasının merkezinin anne
oluşturur. İlk ilişki, daha sonrakiler için bir prototiptir. Bireyin
geri kalan hayatı için, yakın ilişkilerinin birçoğu anne ile olan ilk deneyimin
izlerini taşıyacaktır.
* Soğuk ve sevgi
vermeyen bir anne. Çocuğa yeteri kadar sarılmaz ve onu kucağında sallamaz.
* Çocuğun sevildiğine
ve değer verildiğine dair bir hissi- özel ve değerli biri olduğuna dair bir
hissi yoktur.
* Anne çocuğa
yeterli zaman ve ilgiyi vermez.
* Anne çocuğun
ihtiyaçlarını gerçekten dinlemez. Çocuğun dünyası ile empati kurma zorluğu
vardır. Çocuk ile gerçek bağ kuramaz.
* Anne çocuğu
gerekli şekilde yatıştıramaz. O zaman çocuk kendi kendini yatıştırmayı
veya başkalarının onu yatıştırmasını kabul etmeyi öğrenmez.
* Ebeveyn, çocuğu
yeteri kadar yönlendirmez veya bir yön algısı sağlamaz. Çocuğun güvenebileceği
somut bir şey yoktur.
JED: Çoğunlukla
etrafta değildi. Ama benimle olduğu zamanlarda bile daha farklı değildi. Ondan
ne zaman bir şey istesem, “ Sessiz ol, uyu, biraz uyumaya ihtiyacım
var”, derdi ve sanki ben orda yokmuşum gibi yaptığı işe devam ederdi.
Dustin’in
annesi bunu kendine itiraf edemese de, içinden Dustin’i bir dert, onu gerçekten
önemli konulardan uzaklaştıran ısrarcı bir çocuk olarak görüyordu. Ve sıcak bir
kadın değildi. Annesi sevgi göstermede zorlanan bir kadındı, hatta
bunu Dustin’den daha çok takdir ettiği insanlara karşı bile yapmakta
zorlanırdı.
Dustin onu
besleyen bir annenin yoksunluğunun yasını tutarak büyümüştür. Yasını kalın
bir öfke kabuğu ile kapatmıştır.
Duygusal
yoksunluk belli annelik davranışının yoksunluğu sonucu ortaya
çıkar. Kusurluluk şemasında ebeveynin eleştirme davranışı, baskınlık
davranışı ise Boyun Eğicilik şemasında yüksek oranlarda gözükür. Duygusal
yoksunluk eksik olan bir şeydir, çocuğun hiçbir zaman bilmediği bir şey.
Sizde
bu şemanın olup olmadığını fark etmek için kendinize bazı özgül soruları
sorabilirsiniz.
“Kendimi anneme yakın hissediyor muyum?
Annemin beni anladığını
hissediyor muydum?
Sevildiğimi hissediyor muydum?
Onu seviyor muydum?
Sıcak ve
sevgi veren biri miydi?
Ona ne hissettiğimi söyleyebilir miydim?
Bana ihtiyacım
olanı verebilir miydi?”
Bu
şeması olan kişiler geçmişlerini ve şimdiki ilişkilerini anlatmaya başlayınca,
bir şeyler yanlıştır. Rahatsız edici bir örüntü çıkar. Bir kopukluk hissi
vardır. Muhtemelen, kişi yoksun bırakılmaya aşırı hassastır ve kronik olarak
öfkelidir. Sadece, geriye doğru gittiğimiz zaman, kökenini anlayabiliriz.
Duygusal
Yoksunluk şeması olan bazı kişiler romantik bir ilişkiye girmekten bütünüyle
kaçınırlar veya böyle ilişkileri sadece kısa süreliğine yaşarlar. Bu başa
çıkma stratejisi olarak Kaçmayı kullananlarda tipiktir.
İlişkiyi
bitirmek için kendinize uygun gelen nedenler bulursunuz. Veya mesela Dustin
gibi uygun olmayan kadınları seçerek yakınlıktan kendinizi korursunuz. Veya
Elizabeth gibi sizin yanınızda olan ama verici olmayan ve soğuk olan kişileri
seçersiniz. Hangi yolu seçerseniz seçin, sonuç aynıdır. Duygusal olarak
sizi yoksun bırakan bir durumun içine girersiniz ve böylece çocuklukta
yaşadığınız yoksunluğun tekrarını yaşarsınız.
İLİŞKİNİN ERKEN
AŞAMALARINDA TEHLİKE İŞARETLERİ
Sadece
o konuşuyor.
Bana
dokunma ve öpme konusunda rahat değil.
Sadece
arada sırada müsait oluyor.
Soğuk
ve uzak.
Yakınlaşma
konusunda siz ondan daha fazla ilgilisiniz.
Siz
kendinizi kırılgan hissettiğiniz zaman o sizin yanınızda değil.
Ne
kadar daha az müsait olursa siz o kadar takıntılı hale geliyorsunuz.
Sizin
duygularınızı anlamıyor.
Aldığınızdan
daha fazlasını veriyorsunuz.
BİR İLİŞKİDEKİ
DUYGUSAL YOKSUNLUK ŞEMALARI
- İhtiyacınız olanı
eşinize söylemezsiniz ve sonra ihtiyacınız karşılanmadığında hayal
kırıklığında uğramış hissedersiniz.
- Ne hissettiğinizi
eşinize söylemezsiniz ve sonra anlaşılmadığınız için hayal kırıklığına
uğrarsınız.
- Eşinizin koruması ve
yönlendirmesi için, kırılganlığınızın ortaya çıkmasına izin vermezsiniz.
- Yoksun hissedersiniz
ama hiçbir şey söylemezsiniz. Kızgınlığınızı içinizde saklarsınız.
- Öfkelenir ve çok ilgi
istemeye başlarsınız.
- Eşinizi sizinle
yeterince ilgilenmemekle suçlarsınız.
- Uzak ve ulaşılmaz bir
hale gelirsiniz.
Yoksunluğunuzu
ilişkinizi sabote ederek pekiştiriyor olabilirsiniz. İhmal edilme
işaretlerine karşı aşırı hassas bir hale gelirsiniz. Sevgilinizin aklınızı
okumasını ve sihirli bir şekilde ihtiyaçlarınızı karşılamasını
beklersiniz. Muhtemelen ihtiyaçlarınızı dile getirmek aklınıza
gelmemiştir. Genellikle, ne istediğinizi söylemezsiniz ve sonra duygusal
ihtiyaçlarınız karşılanmadığı zaman çok incinirsiniz, geri çekilirsiniz veya
öfkelenirsiniz.
Elizabeth duygusal
zayıflıklara aşırı hassastır ama ihtiyaçları konusunda çok sessizdir.
Elizabeth ve Jed duygusal yoksunluk ile başa çıkmada iki farklı tarz sunarlar.
Jed’ in öfkesi ve ilgi istemesi tipik bir karşıt saldırı olarak başa çıkmaktır;
Elizabeth’in sessizliği de teslim olarak başa çıkmanın karakteristiğidir.
Dustin’den
farklı olarak, bazı çocuklar hem duygusal hem materyal olarak iki alanda da
ihmal edilirler. Nereye giderlersen gitsinler bir yoksunlukla
karşılaşırlar. Bu çocuklar genellikle pes edip, hiçbir şey beklememeyi
öğrenirler. (başa çıkma tarzı olarak teslim olma).