Translate

1 Mayıs 2023

Kaçıngan Bağlananlara Öneriler

Birçok ilişki sorununun ortak noktası ilgisizlik problemidir.

İlgisizliğin önemli nedenlerinden biri de kaçıngan bağlanan partnerlerdir.

Eğer sen de kaçıngan bağlanma eğilimi olan biriysen ve bu konuda artık bir şeyleri güncellemek istiyorsan aşağıdaki 5 öneriyi okuyabilirsin.

 KAÇINGAN BAĞLANAN KİŞİLERİN YAPMASI GEREKEN 5 ÖNERİ:

  1. Negatif içsel sesinin farkına varmak
  2. Kendine olan saygını artırmak
  3. Diğerlerine olan saygını artırmak
  4. Bağ kurma konusunda risk almak
  5. Sınır koyma becerilerini geliştirmek

İlişkilerde bağ kurmak istiyorsun ama bir taraftan da kendi başına da kalmak istiyorsun.Partnerin ona yeterince ilgi göstermediğinden yakınıyor ve seni bu yüzden bunaltıyor olabilir.Bu gibi gerginlikler olunca da alıp başını gitmek, kendi başına kalmak istiyorsun ama bunun da içine sinen ve uygulanabilir bir çözüm olmadığını biliyorsun.

İlişkilerde kaçıngan bağlanma eğilimin varsa bu söylediklerim tanıdık gelebilir.

 Eğer kendinde bu tür bir eğilim olduğunu görüyorsan neler yapabilirsin?

1. Negatif iç sesinin farkına var

İlişkilerden ve yakınlıktan seni uzak tutan, kendine yönelmeni söyleyen sesi fark et.

Bu sesin arkasında cılız da olsa aslında bağ kurmaktan da beslenebilecek sesi fark edebiliyor musun?

Fark ettiğinde bağ kurmaya yatırım yapma motivasyonun artabilir.

Negatif iç sesinin arkasındaki pozitif niyeti de düşün.

Seni nelerden koruyor olabilir?

Negatif iç sesinin farkına varıp bu soruları sorduğunda sadece partnerine odaklanıp, onu duygusal ve sorunlu olarak görmek yerine kendine de odaklanıp büyük resmi görmeye başlayabilirsin.

2. Diğerlerine duyduğun saygıyı artırmaya çalış

Kaçıngan bağlanan kişilerde diğerlerine karşı bazen gizli narsisistik eğilimler olabilir.

Bu da araya iyice duvar örmeye, yukarıdan bakmaya neden olabilir. 

Bunun için yargılayıcı şekilde yaklaşmak yerine anlamaya çalışan zihniyetle yaklaşmalısın.

Karşı tarafın güçlü olduğu, senin örnek alabileceğin özellikleri neler bunları görmeye çalış.

Duygularını ifade ettiğinde eleştirel ya da duvar ören tarzda değil; empatik ve anlayışlı şekilde  davranmaya çalış.

Onu gerçekten anlamaya çalışırsan saygı duyacağın ve hem fikir olacağın noktalar olacaktır.

Diyelim ki, partnerinin aşırı duygusal ve dengesiz olduğunu düşünüyorsun.

 Burada duygular sonrasında yapılan davranışlarda sorun olabilir ancak duygunun kendisinde sorun yoktur.

Yaşanıyorsa anlaşılması gereken önemli noktalar vardır.

Çoğu zaman da bu duygu dalgalanmalarının arkasında sana duygusal olarak ulaşamamanın yarattığı acı ve güvende hissedememe hissi vardır.

Bunun gerçekten rahatsız edici olabileceğini empati yaptığında anlayabilirsin. 

3. Kendine duyduğun saygıyı arttır

Diğerlerine saygı duyabilmek için kendine gösterdiğin saygı da önemlidir.

Kendini olduğun halinle yeterli, değerli, sevilebilir görebilmek ve kendine şefkat duyabilmek çok önemlidir.

Birbirinizi besleyebileceğiniz noktaların olabileceğini deneyimlemek gereklidir.

 Kırılganlığını sahiplen, kaygı, üzüntü, utanç gibi duygularını kabullen.

4. Bağ kurma riski al

İlişki ve bağ kurma ihtiyaçların doğrultusunda hareket etmelisin.

Böylece düzeltici yaşam deneyimleri gibi yeni deneyimler kazanırsın. 

Bu risk almak anlamına geliyor çünkü bilinç dışındaki kodlamalara ters bir şeydir.

Bağ kurma birçok farklı yolla yapılabilir;

Bedensel temasta, şefkatli temasta bulun. Bunu yapmak karşılıklı olarak rahatlatıcı ve güven vericidir.

Gün içinde küçük sevgi içerikli mesajlar gönder. Böylece önem verdiğini, bağı hissettiğini gösterirsin.

Tartışma ve gerginlik olsa da hem kendine hem de partnerine güven ver. Birbirinizi anlayıp ortak nokta bulma yolunda ilerlemek istediğini paylaş. 

Destek istemeyi dene. Birinden bir şey istemekte zorlanıyorsan bunu bir gelişim fırsatına dönüştür.

5. Sınır koyma becerini geliştir

Dürüst ve kendin ol. Hayır deme ihtiyacın olduğunda hayır de.

”Karşı tarafı memnun edeyim, oyalayayım, sıkıntı çıkarmasın. Ben sonra kendime yeterim.” eğiliminin farkında ol.

 Kendin olmanın ve kendi ihtiyaçlarının arkasında dur. Kendi özgürlük alanının sınırlarını çiz.

 O an kendinle ilgilenmek istiyorsan açıkça söyle. Uzlaşı yapılabilir.

 Örneğin, hafta içi daha ağırlıklı olarak kendine, hafta sonu ilişkiye zaman ayırmak gibi…

 Kaçıngan bağlanma eğilimi, erken çocukluk döneminden hatta bebeklik çağından itibaren başlayıp şekillenebilen bir konudur. Dolayısıyla esnetmeye ve güncellemeye oldukça dirençli olabiliyor.

 

                                                                                                   Uzm. Psk. Cem Gümüş

Kaynak: https://www.cemgumus.com/kacingan-baglanan-kisilerin-yapmasi-gereken-5-sey-nedir/

26 Nisan 2023

Duygusal Yoksunluk ve Evlilik İlişkisine Etkisi

Duygusal yoksunluk geçmişi olan bireyler evlilik ilişkilerinde yüksek beklenti içine girerek yoksunluk duygularını tolere etmek isterler. Yoğun yoksunluk hisleri nedeniyle karşılarındaki insanların duygusal ihtiyaçlarını karşılamak zorunda olduğu inancıyla hareket ederler. Bu nedenle eşlerinden yoğun ilgi ve özen beklerler. Ne kadar ilgi görürlerse görsünler ihtiyaçlarının tamamen karşılanmadığını hissederler. Bekledikleri düzeyde ilgi görmemeleri halinde kolaylıkla öfkelenirler. Bu tür durumlarda eşlerinin davranışlarını kişiselleştirmeye meyillidirler. Kolaylıkla alınganlık gösterir ve tepkiseldirler. Duygusal dayanıklılıkları zayıftır. Kimi zaman istek ve ihtiyaçlarını dile getirmedikleri halde eşlerinin bu ifade edilmemiş istek ve ihtiyaçları anlamasını beklerler. Yoksunluk duygusunun geçmişten gelen öfkesini üstü örtülü olarak bu şekilde ifade ederler.

Evlilik ilişkinizdeki yoksunluk hislerinizi gözlemleyin. Duygusal anlamda neye ihtiyacınız olduğuna dair farkındalık geliştirin. Eşinizi suçlamak yerine ona hangi duyguların yoksunluğunu çektiğinizi ifade edin. İlişkinizi "şikayet" üzerine değil "empati" üzerine temellendirin. Ne istediğiniz konusunda daha net olmayı tercih edin. Anlaşılmak mı istiyorsunuz yoksa duygusal gerilim oluşturmak mı? Belirsizlikler en az sizin kadar eşinizi de rahatsız eder. Bu nedenle kendi duygularınıza dair farkındalık düzeyinizi yükseltin. Şuan neyin eksikliğini hissediyorum? Bu kadar öfkeli hissetmemin nedeni geçmişte karşılanmamış duygusal ihtiyaçlarım olabilir mi? Bu denli yüksek beklenti eşim için de yorucu olabilir mi? Eşim ve ailem duygusal anlamda talepkar olduğum kanaatindeler mi? Yüksek beklentilerimin sahibi içimdeki yoksun çocuk olabilir mi? İçimdeki yoksun çocuğun iyileşmesi yalnızca eşimin bana olan yaklaşımıyla mı ilgili?

Bu soruların cevapları onarım süreciniz açısından çok önemli. Öte yandan tekrarlayan örüntüleri fark edebilmek de gerekli. Çocukluğunuzda yeterince anlaşılmadınız, aile içinde duygusal doyumunuzu sağlayamadınız ve bu nedenle yetişkin hayatınızda ciddi duygusal boşluk yaşadınız. Evlendiniz, içinizdeki boşluk o kadar derindi ki onu doldurmak için duygusal taleplerinizi arttırdınız. Eşinizin ilgi ve şefkatiyle tatmin olmadınız. Eşinizin hep daha ilgili ve özenli olmasını arzuladınız. Bu kez eşinizin bıkkın tavırlarıyla karşılaştınız ve hayal kırıklığı yaşadınız. Bu şekilde yoksunluğa dair tekrar eden örüntü sürecine farkına varmadan zemin hazırladınız. Eğer tekrar eden bu örüntüden kaçınmak istiyorsanız öncelikle aşırı talepkar tavırdan uzaklaşmaya çalışın. Eşinizi zihninizde “yara bandı” olarak konumlamayın. Onun da duygusal olarak bir dayanma gücü olduğunu ve sürekli talep karşılayan konumda olmaktan yorulabileceğinin unutmayın. Duygusal ihtiyaçlarınızın karşılanması konusunda ısrarcı olmayın. Eğer biraz alan tanırsanız eşinizin ihtiyaç duyduğunuz ilgi ve şefkati size sunduğunun farkına varacaksınız.

Kaynak: https://www.doktortakvimi.com/blog/duygusal-yoksunluk-ve-evlilik-iliskisine-etkisi